Tarih

Skolastisizm

Toğrul Salamzade

Skolastisizm, Aristoteles’in 10 Kategorisine dayanan eleştirel organik bir felsefi analiz yöntemi kullanan bir orta çağ felsefe okuluydu. Hristiyan skolastisizmi, skolastik Yahudi-İslâm felsefelerini tercüme eden ve böylece Aristoteles’in toplu eserlerini “yeniden keşfeden” manastır okulları içinde ortaya çıkmıştır. Aristoteles’in metafiziğini ve ilk devindirici açıklamasını Latin Katolik dogmatik Üçlü-Birlik ilahiyatıyla uyumlu hale getirmeye çalışan bu manastır okulları, ilk Avrupa Orta çağ üniversitelerinin temelini oluşturmuş ve modern bilimin gelişmesine katkıda bulunmuştur; skolastisizm yaklaşık 1100’den 1700’e kadar Avrupa’da eğitime hâkim olmuştur.

Skolastisizm, Papalığın güçlenmesiyle birlikte on üçüncü yüzyılda zirveye ulaşmıştır. Ancak her şey Canterbury’li Anselmus ile başladı. Anselmus mantık ya da aklı imanla birleştirmeye çalışmış ve bunun yanlış olduğunu düşünmemiştir. Yaşadığı bazı dini sıkıntılar nedeniyle Bec de teolojik yazılar yazmaya odaklandı ve zamanının çoğunu bu şekilde geçirdi. Anselmus iki önemli iman meselesini akılla birleştirmeye çalışmıştır. Bunlardan ilki Tanrı’nın varlığı, diğeri ise Mesih’in beden almasıydı. Anselmus’un amacı inancı akıl ya da mantık yoluyla kanıtlamak değil, neye inandığını daha iyi anlamaktı. Bu nedenle bahsi geçen konularda çeşitli görüşler ileri sürmüştür. Anselmus, Tanrı’nın varlığını açıklamak için ontolojik argüman olarak bilinen argümanı kullanmıştır. Anselmus’a göre Tanrı “kendinden üstün olmayandır”. Dolayısıyla, “kendinden üstün olmayanın” var olmadığını düşünmek imkânsızdır; çünkü “kendinden üstün bir varlık” olmadığını düşünen kişi otomatik olarak kendini üstün kılmış sayılır. Anselmus, Batı ilahiyatı tarafından kabul edilen Mesih’in vücut bulması fikrini ortaya atmıştır. Nitekim Anselmus’a göre Mesih’in vücut bulmasının nedeni, insanların ebedi Tanrı’ya karşı işledikleri günahların ancak ebedi olanın kurban edilmesiyle affedilebilecek olmasıdır.

Skolastisizmin bir diğer öncüsü de Abelard’dır. Abelard, büyük öğretmenler dizisinin en altında yetişen ve onlar hakkındaki düşüncelerini dile getiren bir ilahiyatçıydı. Düşüncelerini açıkça ifade ettiği için birçok düşman edinmiştir. Hayatındaki çeşitli sıkıntılar ve trajediler nedeniyle otobiyografisine “Felaketlerin Tarihi” adını vermiştir. Abelard’ın skolastisizme yaptığı son katkılardan biri de “Evet ve Hayır” adlı kitabıdır. Bu kitapta 158 teolojik soru, bu sorulara Kutsal Kitap ve kilise babaları da dahil olmak üzere çeşitli yetkililer tarafından verilen cevaplar hakkında yazılmıştır. Ancak Abelard’ın soruları skolastik öğretmenler tarafından olumsuz karşılandı ve bu nedenle Abelard kötü bir üne sahip olmaya devam etti. Skolastisizm bundan sonra da bu yöntemi kullanmaya devam etmiş, ancak bazı değişiklikler yapmıştır. Şöyle ki, belirli bir konuda iki farklı görüş ortaya çıktığında, skolastikler önce bir görüşü ele alıp inceler ve ardından diğer görüşü izah etmeye çalışırlardı. Bundan sonra, her iki görüşün de doğru olduğunu göstermeye çalışırlar ve böylece aralarındaki çatışmayı çözerlerdi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu