İlahiyat

Bakireden Doğum

Toğrul Salamzade

İsa Mesih’in Bakireden doğması, Hristiyanlık dinine mensup olmayan kimseler için kabul etmesi zor ve hatta bazen alay konusu olan bir meseledir. Mantık, bilim ve natüralist bir zihin, bakire bir kızın hamile kalabileceğini kabul etmez. Ancak Hristiyanlar için durum böyle değildir çünkü Hristiyanlar için önemli bir iman unsuru mevcuttur. Bu imanla Hristiyanlar, Kutsal Yazıların doğru olduğuna, Kutsal Yazılarda yazılmış olan her şeyin hakikaten gerçekleştiğine ve Kelamın ilahi vahiyle yazıldığına inanırlar. Her ne olursa olsun, Kutsal Kitap’a aykırıysa, Kutsal Kitap değil, o şey – bir beyan, bir belge veya herhangi başka bir şey – yanlıştır. Hal böyleyken, Hristiyanların, deneysel bilimi kullanarak, Kutsal Kitap’taki bakireden doğum olayını kanıtlaması imkansızdır. Çünkü olayın üzerinden iki bin yıl geçti ve bu bir mucize vakasıdır. Başka bir deyişle Tanrı’nın dünyaya olan metafiziksel bir müdahalesidir. Lakin her halükârda, Hristiyanlar kendilerini ifade etmek zorundadırlar. Zira 1.Petrus 3:15 her daim uygun cevap vermek üzere hazır olunması gerektiğini söyler. Aşağıda, Hristiyanların bakireden doğum hadisesine inanmalarını gerektiren birkaç sebep sıralanmıştır.

  1. Yeni Antlaşma’nın Tanıklığı

Yeni Antlaşma, İsa Mesih’in Bakire Meryem’den doğduğunu öğretir (Mat. 1:18-25). Üstelik bu yalnızca Matta’da değil, Luka’da da anlatılır. Melek geldi ve Meryem’e müjde verdi. Kutsal Kitap’ın bu konudaki tanıklığı açıktır. İsa’nın babası Yusuf’un, henüz Meryem’e el sürmemişken onun hamile kaldığını öğrendiği zaman girdiği bunalım ve yaşadığı üzüntü, olayın üçüncü kişiler tarafından nasıl karşılandığına ve algılandığına işarettir. Bir diğer önemli unsur – hatta en önemlisi – Kutsal Yazıların Tanrı esini olmasıdır. Tanrı yazdıysa, doğrudur. O, İsa’nın bakireden doğduğunu söylüyorsa, demek ki İsa bakireden doğmuştur.

  1. Peygamberliklerin Gerçekleşmesi

İsa’nın bakireden doğacağına dair peygamberlikler Eski Antlaşma’da yer almaktadırlar. Bunlardan en belirgini, Yeşaya 7:14 ayetidir. Ayete göre bir bakire gebe kalıp İmmanuel’i doğuracak. Ayette kullanılan İbranice kelimenin gerçekten bakire olup olmadığı tartışılsa da büyük ölçüde bu ifade Meryem’e işaret ediyordur. Zira Yaratılış 3:15’teki vaat, kadının soyunun yılanın başını ezeceğine ilişkindi. Kadının soyu da ruhsal bir şekilde gebe kalan Meryem’den başkası değildir.

  1. Eşsiz Mesih

Mesih’in bakireden doğduğuna dair bir diğer savunma da Mesih’in eşsizliğidir. Hiç kimse O’nun gibi değildir. Kendi nihai planına göre Tanrı, insan bedeni alıp yeryüzüne inecek ve kurban edilerek günahları bağışlatacaktır. Mesih bu dünyaya geldiğinde birçok mucize yaptı, çok hikmetli şeyler söyledi ve din bilginlerine çok sert davranarak onları tövbeye davet etti. O, hiç günah işlemedi; aslında günah işleyemezdi. O, annesi vasıtasıyla insan oğlu, Babası vasıtasıyla ise Tanrı’nın Oğlu’dur.

  1. Kurtuluş Planı

Kurtuluş için günahsız birisinin ölmesi şarttı. Ölecek olan birisi insan olmalıydı; tamamen insan olmayan birisi asla günahlar için kefaret olamazdı. Zira Tanrı, ölecek olan kişinin hem insan hem günahsız hem de kadının soyundan gelmesi gerektiğini buyurmuştu. Dolayısıyla bu mucizevi eylemin kurtuluş planındaki anlamı çok büyüktü.

  1. Kilise Tarihi

Kilise tarihinde de yüzyıllar boyunca herkes Bakireden Doğum hadisesine inanmıştır. Büyük sapkınlıkların ortak yanı, kilise tarihinden çok kopuk olmalarıdır. Dolayısıyla tarih de burada bir nevi bir kanıt sunmaktadır.

Özet olarak Bakireden Doğum bir Hristiyanlık gerçeği olması dışında bir tarih gerçeğidir. Mucizeler yapabilen Tanrı, her türlü fiziksel, biyolojik ve ruhsal mucizeyi gerçekleştirebilecek güçtedir. Tanrı’nın Tanrı olduğuna inanmak, Bakireden Doğum hadisesini anlaşılır kılmaktadır. Mesih bakireden doğdu ve böylelikle, Yaratılış 3:15 ve Yeşaya 7:14 peygamberlikleri de gerçekleşmiş oldu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu