İlahiyat

Bebek Vaftizinin Kısa Bir Savunması

Yazan: Kevin DeYoung

Çev: Fikret Böcek

Kulağa bir şaka yapacakmışım gibi ya da destek grubu tanıtımı gibi geliyor ama doğru: en iyi arkadaşlarımdan bazıları Baptistler. Konferanslarda Baptistler ile ve Baptistler için konuşuyorum. Baptistler tarafından yazılan kitapları okuyorum (hem ölmüş hem de yaşamakta olanların). Tanrı’nın sözünü vaaz eden ve Mesih’in kilisesinde sadakatle hizmet eden tanıdığım Baptist kardeşlerimi (yakınımdaki ve uzağımdaki) seviyorum. Üniversitedeyken bir Baptist kilisesine gittim ve benim kendi kilisemde bile daha fazla credobaptist (ikrarcı vaftizi) inanca sahip birçok insan olduğunu biliyorum. Blog okuyucularımın çoğunun Baptist olduğunu tahmin ediyorum. Anlayacağınız üzere. Bebeklerin vaftiz edilmesine inanmayan Mesih’teki Baptist kardeşlerime minnettar olmak için binlerce nedenim var.

Fakat yine de bebek vaftizine Kutsal Yazılar’da gördüklerimden dolayı sevinçle ve bütün kalbimle inanıyorum.

Bir pastör olarak yapmaktan hoşlandığın en iyi şeylerden biri, cemaatimdeki antlaşma çocuklarına bebek vaftizini uygulamaktır. Her vaftizden önce, kilisemizde niçin bebek vaftizi uyguladığımızı açıklamak için birkaç dakikamı ayırırım. Açıklamam her zaman aşağıdakilerin bir kısmını içerir – ancak nadiren hepsi için zamanım olur:

Bu sabah küçük bebeklerimizden birine vaftiz ayinini uygulamak bizim için büyük bir ayrıcalık. Çocuğa uyguladığımız suyun sihirli bir yanı olduğuna inanmıyoruz. Su, ilk günahı ortadan kaldırmaz ya da çocuğu kurtarmaz. Bu çocuğun yenilenmiş olduğunu varsaymıyoruz (öyle olsa bile) ve vaftiz edilen her çocuğun otomatik olarak cennete gideceğine de inanmıyoruz. Bebekleri batıl inanç ya da geleneklerden dolayı ya da bize çok şirin görünen bebekleri sevdiğimiz için vaftiz etmiyoruz. Bebekleri vaftiz ediyoruz çünkü onlar antlaşma çocuklarıdır ve antlaşmanın işaretini almalıdırlar.

Yaratılış 15’te Tanrı İbrahim’le bir antlaşma yaptı. Bu antlaşma Yaratılış 17’de sünnet işaretiyle mühürlendi. Tanrı İbrahim’i kutsayacağına söz verdi. İbrahim için bu özellikle iki şey anlamına geliyordu: Zürriyet ve toprak. Ancak antlaşmanın özünde Tanrı’nın İbrahim’e ve çocuklarına Tanrı olacağı vaadi vardı (Yar. 17:7, 8).

Sünnet sadece etnik Yahudileri ayıran fiziksel bir şey değildi. Sünnet ruhsal anlamlarla doluydu. Bedenin sünneti her zaman yüreğin sünnetine karşılık gelmeliydi (Rom. 2:25-29). Alçakgönüllülüğe, yeni doğuşa ve yeni bir yaşam biçimine işaret ediyordu (Lev. 26:40-42; Yas. 10:16; 30:6; Yer. 4:4; 6:10; 9:25). Kısacası sünnet, aklanmanın bir işaretiydi. Pavlus Romalılar 4:11’de İbrahim’in “…henüz sünnetsizken imanla sahip olduğu doğruluğun bir mührü olarak sünnet işaretini aldığını” söyler. Tanrı’nın sünnetle ilgili kendi yorumu, bunun ulusal İsrail için sadece fiziksel bir işaretten çok daha fazlası olduğudur.

Ancak dikkat çekici bir şekilde, bu derin ruhsal işaret İsmail’e olduğu kadar İshak’a da verilmişti, her ne kadar sadece İshak vaat edilen soyun devamı olsa da. Ruhsal işaret sadece ruhsal gerçekliği zaten benimsemiş olanlar için değildi. İbrahim ve oğullarına da uygulanacaktı. Sünnet basit bir denklem değildi. İşareti alan kişinin otomatik olarak işaret edilen şeye sahip olduğu anlamına gelmiyordu. Vaftiz gibi sünnet de aidiyete, öğrenciliğe, antlaşma yükümlülüklerine işaret ediyor ve gelecekte sembolize edilen gerçekleri benimseyecek imana izin veriyordu. Pavlus’un zamanında sünnetli olup da gerçekten sünnetli olmayanlar olduğu gibi (Rom. 2:25-29), İbrahim’in çocukları olup da gerçekten İbrahim’in çocukları olmayanlar olduğu gibi (Romalılar 9:6-8), günümüzde de vaftiz olup da gerçekten vaftiz olmayanlar vardır. Çocuklar antlaşmaya ait olarak işaretlenmelidir, ancak kurtaran imanı uygulamadıkları sürece antlaşma bereketlerine sahip olamayacaklardır.

Bugün çocuklar İbrahim’le yapılan aynı antlaşmaya dayanarak vaftiz edilmektedirler. Pavlus, Galatyalılar 3’te Petrus’un Elçilerin İşleri 2’de güçlü bir şekilde önerdiği şeyi, yani İbrahim antlaşmasının feshedilmediğini açıkça belirtir. İbrahim’in antlaşması halâ işler durumdadır. Aslında, İbrahim antlaşmasının temel vaadinin tüm Kutsal Kitap boyunca, Vahiy 21’deki yeni gökler ve yeni yeryüzüne kadar devam ettiğini görüyoruz.

Oğullar Eski Antlaşma’daki İbrahim antlaşmasının bir parçası olduğu ve sünnet edildiği için, Yeni Antlaşma’daki vaftiz işaretinde çocukların dışlanması için hiçbir neden göremiyoruz. Kuşkusuz, “Dinleyin, dinleyin, sünnet vaftizin yerini almıştır” diyen bir metin yoktur. Ancak Koloseliler 2:11-12’den vaftiz ve sünnetin aynı ruhsal önemi taşıdığını biliyoruz. Birinden diğerine geçiş muhtemelen organikti. Yahudiler din değiştirenleri vaftiz ettikçe, bu işaret antlaşma halkına dahil olmanın işareti olarak görülmeye başlandı. Bir süre sünnet vaftizle birlikte var oldu, ancak ilk kilise daha Yahudi olmayan bir hale geldikçe, Yahudi törenlerinin çoğu gereksiz hale geldi ve hatta bazen inanca zarar verdi. Böylece vaftiz, yenilenme, yeniden doğuş ve antlaşma üyeliğinin işareti olarak sünneti gölgede bırakmıştır.

Tek başına kesin olmamakla birlikte, Yeni Ahit’in paedobaptist (bebek vaftizi) bir okumasını destekleyen başka argümanlar da vardır.

Birincisi, ispat yükü çocukların binlerce yıldır aldıkları bir işareti inkâr edenlerin üzerindedir. Eğer çocuklar aniden antlaşmanın dışında kalsalardı ve herhangi bir “sakramental” işaret almalarına izin verilmeseydi, böylesine büyük bir değişiklik ve bunun sonucunda ortaya çıkacak tartışmalar Yeni Antlaşma’da mutlaka kaydedilirdi. Dahası, Eski Antlaşma’dan Yeni Antlaşma’ya her şey daha fazla katılım yönünde ilerlerken, çocukların antlaşmadan dışlanması garip olurdu.

İkincisi, ev halkı vaftizlerinin varlığı, Tanrı’nın hala ev halkıyla bir birim olarak ilgilendiğinin ve Mesih’in Rabliği altına birlikte girmek için tüm aileleri kiliseye kabul ettiğinin kanıtıdır (Elç. 16:13-15; 32-34; 1Ko. 1:16; ayrıca bkz. Yşu 24:15).

Üçüncüsü, çocuklara Rab’de anne babalarına itaat etmeleri söylenir (Efesliler 6:1). Kilisedeki çocuklara müjdelenmesi gereken küçük putperestler olarak değil, Mesih’e bağlılık borcu olan antlaşma üyeleri olarak davranılır.

Dört, Elçilerden sonraki iki yüzyıl içinde kilisenin bebek vaftizini uyguladığına dair açık kanıtlara sahibiz. Eğer bu uzun süredir devam eden gelenekte bir değişiklik olsaydı, kilisenin bu yeni uygulama üzerinde tartıştığına dair bazı kayıtlara sahip olurduk. On altıncı yüzyıla kadar Hristiyanlar bebek vaftizinin meşruiyetini sorgulamaya başlamamışlardır.

Dolayısıyla, bugün bu çocuğa vaftizi uygulamaya geldik, kilise tarihinin bizi cesaretlendiren ağırlığı ve Kutsal Yazılar’da bebek vaftizini doğrulayan kurtuluş tarihinin örnekleriyle geldik. Mesih’in emrine itaat ederek vaftiz ediyoruz. Uygulamak üzere olduğumuz sakrament, sünnet gibi antlaşma topluluğuna dahil olmanın bir işaretidir ve serpmek üzere olduğumuz su, Eski Antlaşma’daki boğa ve keçilerin serpilen kanı gibi günahtan arınmanın bir işaretidir. Bu ufaklığın antlaşmanın tüm ayrıcalıklarından yararlanması, yaşamının her gününde Rabbini kabul etmesi ve imanla bu vaatleri kendi vaadi haline getirmesi için dua ediyoruz.

*****

Bu kısa yazıda çoğunuzun fikrini değiştirmemişimdir fakat belki Baptist arkadaşlarımın bebek vaftiziyle ne demek istediğimizi (ve ne demek istemediğimizi) anlamalarına yardımcı olmuş olabilirim. Belki birkaç yanlış anlamaya açıklık getirmişimdir. Belki de inandıklarını söyledikleri şeye neden inandıklarından emin olmayan birkaç paedobaptistin inançlarını güçlendirmişimdir. Bu konunun neresinde olursanız olun, açık bir Kutsal Kitap ve elinizde bazı iyi kaynaklarla konu üzerinde düşünmenizi öneririm.

 

Bir paedobaptist olarak aşağıdaki şu kaynakları tavsiye ederim:

– John Murray, Hristiyan Vaftizi

– Antlaşma’ya Dayalı Bebek Vaftizi, Gregg Strawbridge tarafından derlenmiştir. (Türkçesi mevcut)

– Vaftiz: David F. Wright’ın editörlüğünde, Sinclair Ferguson (bebek vaftizi), Bruce Ware (sadece inananların vaftizi), Anthony Lane (ikili uygulama)

– Daniel R. Hyde, İsa Küçük Çocukları Sever: Çocukları Neden Vaftiz Ediyoruz? (Türkçesi mevcut)

– Bryan Chapell, Bebekleri Neden Vaftiz Ediyoruz? (Türkçesi mevcut)

Bir kişinin bebek vaftizini nasıl benimseyebileceğini anlamak için “Fikrimi Nasıl Değiştirdim” makalelerine göz atın:

– Liam Goligher (Tenth Presbyterian Church),

– Sean Michael Lucas (First Presbyterian Church – Hattiesburg, MS),

– Dennis Johnson (Westminster Theological Seminary – Escondido, CA).

Johnson’ın bebek vaftizi öğretisiyle mücadele eden kızına yazdığı 14 sayfalık mektubu (Türkçesi mevcut).

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu