Martin Bucer
Martin Bucer, Reformasyon döneminin önemli şahsiyetlerinden biriydi. Bucer 1491 yılında doğmuş ve 28 Şubat 1551 yılında vefat etmiştir. Bucer’in, Protestan Hristiyanlığına etkisi son derece büyüktü. Hem tarihsel bir figür olarak hem de etkileyici bir kişi olarak birçok kişinin hayatına dokunmuştur.
Bucer, Strazburg’da yaşıyordu ve dolayısıyla Jean Calvin’in yakın bir dostuydu fakat aralarındaki fark Bucer’in ekümenik birliği sağlamadaki yatkınlığıydı. Calvin, Roma Katolik ve Anabaptist öğretileri tehlikeli bulduğu için sınırları katı bir şekilde çizmiş olsa da Bucer daha çok kapsayıcı ve kucaklayıcı olmaya gayret etmekteydi. Muhtemelen Bucer’i etkileyen şeylerden birisi, o henüz Katolik iken etkisi altında kaldığı Erasmus’tu. Dolayısıyla ağırlığı ilahiyata değil, daha çok insan ilişkilerine vermeyi tercih etmişti.[1]
Bucer, aynı zamanda rahip olarak evlenmeye karar vererek o dönem için çok radikal bir adım atmış ve diğer rahipleri de bu şekilde etkilemiştir. Normalde Roma Katolik etkisinde kalmış olan bazı Protestan din adamları hala vicdanen evlenmeye yeterince sıcak bakamazken, Bucer bu önyargıyı yıkıp evlenmiştir.
Arabulucu Olarak Bucer
Bunun yanı sıra Bucer, Martin Luther ile Huldrych Zwingli arasındaki tartışmada da arabulucu olmaya çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Şöyle ki Martin Luther (ve günümüzdeki diğer tüm Lüteryenler) Rabbin Sofrası sakramenti sırasında Mesih’in Ruhu’nun ekmek ve şarabın üstünden ve altından geçtiğine inanarak, İsa’nın gerçekten de o ekmekte ve şarapta olduğuna inanmaktadırlar. Elbette bu, Roma Katolik Kilisesinin öğrettiği gibi özdönüşüm (transubstantia) değil, consubstantia’dır. Roma Katolik Kilisesi, kutsanmış olan ekmeğin ve şarabın gerçekten de Mesih’in bedeni ve gerçek manada Mesih’in kanı olduğuna inanmaktadırlar. Luther böyle bir şeye inanmıyordu ancak fikir olarak bir benzerlik söz konusuydu.
Rabbin Sofrası veya Efkaristiya sakramenti konusunda, Zwingli başta olmakla farklı düşünen bazı ilahiyatçılar, Luther’in öğretilerine katılmadıklarını dile getirdiler ve 1529 yılında Marburg’da toplanmaya karar verdiler.[2] Bu toplantının amacı orta yolu bulup Protestan birliği sağlamaktı ancak hiçbir şey umulduğu gibi gitmedi. Luther, Zwingli’ye karşı öylesine öfkelendi ki toplantı sonunda Zwingli Luther’e elini uzattığında, Luther onun elini sıkmadı ve Zwingli’yi kardeş olarak görmediğini dile getirdi. Luther’in fevriliğinden olsa gerek Zwingli ve diğer Protestanlar, toplantıdan şaşkınlık içerisinde ayrıldılar. Bu olayın ardından Luther “Sakrament des Leibes and Blutes Christi wider die Schwarmgeister” isimli bir eser de yazarak, Zwingli başta olmak üzere onun gibi düşünenleri fanatik ilan etmiştir. Toplantı sırasında ve sonrasında ise Bucer, bir şekilde bu iki Reformcuyu barıştırmaya ve sakinleştirmeye çalışmıştır ancak sonuç başarısız olmuştur.
Hesseli Philip ve Çokeşlilik
Bucer, arabuluculuk sevdası ahlaki ikilemlerde de kendisini göstermiştir. Protestanlığın sıkı destekçisi olan I.Philip, kendisine ikinci eş almak istedi ancak kilise buna izin vermedi. Philip bir yolunu arayıp bulmaya çalışsa da çıkış yolu bulunmuyordu. Fakat tam her şey bitmek üzereyken Martin Bucer geldi ve ikinci eşi almasında bir sakınca olmadığını dile getirdi. Hem kilise hem de akademi şaşkındı! Ancak Bucer, Eski Antlaşma’yı örnek göstererek böyle bir tercihin normal olabileceğini dile getirdi.[3] Böyle bir eylemi savunmak çok radikal bir karar olsa da Bucer yine pragmatizm yeteneğini kullanarak, yine bir orta yol bulmaya çalıştı. Schirrmacher’e göre, Bucer tekeşliliği gerçekten de savunuyordu fakat Philip’in çokeşliliğine izin vermemesi durumunda Philip’in gidip zina edeceğini düşünerek buna izin verdi. Sonuçta kendi karısıyla birlikte olması, gidip daha bir sürü farklı kadınla birlikte olmasından daha iyiydi.[4]
Öğretileri
Öğreti bakımından Bucer, tıpkı diğer Reformcular gibi inanıyordu. Rabbin Sofrası konusunda Luther’den farklı düşünüp, Calvin’in görüşlerini kabul etmişti. Bunun haricinde kurtuluş, Kutsal Yazılar, vaftiz ve diğer konularda tam bir ortodoks (mezhepsel olarak değil) idi.
Hristiyanlık tarihine damga vurmuş olan bu ilahiyatçı / pastör, biz Hristiyanlara bir gerçeği anımsatıyor: herkes hata yapar ve mükemmel insan yoktur. Tarih boyunca sevip saydığımız, değer verdiğimiz birçok tarihsel kişilik özel yaşamlarında veya bazen öğretilerinde ciddi hatalar, yanlışlar yapmışlardır. Ne var ki bunlar, o kişilerin kötü olduğunu değil, yalnızca birer insan olduklarını bizlere anımsatmalıdır. Evet, sevip değer verdiğimiz kimselerin olması güzel, ancak onları İsa Mesih kadar yüceltmemeli ve körü körüne izlememeliyiz. Övülmesi ve yüceltilmesi gereken tek kişi Rabbimiz Mesih İsa’dır.
Sevgiyle kalın.
[1] Dickens, AG (1974), The German Nation and Martin Luther, London: Edward Arnold, ISBN 0-7131-5700-3.
[2] Britannica, The Editors of Encyclopaedia. “Colloquy of Marburg”. Encyclopedia Britannica, 24 Sep. 2022, https://www.britannica.com/event/Colloquy-of-Marburg. Accessed 28 February 2023.
[3] Trinterud, L.J.. “Martin Bucer”. Encyclopedia Britannica, 24 Feb. 2023, https://www.britannica.com/biography/Martin-Bucer. Accessed 28 February 2023.
[4] Schirrmacher, Thomas. Advocate of Love – Martin Bucer as Theologian and Pastor, syf. 79.